Ana içeriğe atla

Kayıtlar

SON DÜELLO - ERIC JAGER

KİTAP ADI: SON DÜELLO YAZAR: ERIC JAGER Genel Bakış Ünlü Fransız düşünür Montesquieu, yaşadığı döneme damgasını vuran ‘Kanunların Ruhu’ adlı eserinde ‘despotluk’ kavramını anlatırken ‘güçler ayrılığı’ ilkesini övmüştür. Yasama, yürütme ve yargı şeklinde ayırdığı devlet erklerinin bir arada bulunmasını, despotizme giden yolu açtığını düşünerek sakıncalı görmüştür. Birbirlerini dengeleyen bu güçler içerisinde yargının rolü, kanun yapıcıların ve uygulayıcıların devleti meşru hale getiren yasalar çerçevesinde kalmasını sağlaması bağlamında kritik önemdedir. Geçmişte olduğu gibi bugün de yargının güvenilir olması esastır. Elbette modern anlamda bağımsız bir yargının oluşması, uzun bir tarihi sürece işaret etmektedir. Türk mahkemeleri “Adalet mülkün temelidir” derken, sözgelimi İtalyan mahkemelerinde “Yasa herkes için eşittir – La legge é uguale per tutti ” demekte, ABD’de ise “Tanrıya güveniriz – In God We Trust ” yazmaktadır. Sloganları farklı olsa da hepsinin ortak noktası, ma...

KIRK YEDİLİLER - FÜRUZAN

KİTAP ADI: KIRK YEDİLİLER YAZAR: FÜRUZAN Genel Bakış İçinde yaşadığımız bilgi çağında, bilginin etkisini kavrayamayan toplumların ilerleme kaydedemezler. Bilgiye ve bunun nasıl kullanılacağı ile ilgili uzmanlığa ( know-how ) büyük miktarlarda para ve zaman harcanmasının nedeni, maddi ve manevi kazanımlardır. Bu bağlamda üniversitelerin bilgi üretme ve geliştirme çabaları, bütün büyük devletlerce teşvik edilmektedir ki bahsi geçen kurumların ürettikleri bilimsel bilgi dağarcığı genişlemekte ve patent başvuruları ciddi anlamda artmaktadır. Ülkemizde ise üniversitelerin patent başvuru sayılarının, Batılı ülkelerdeki muhataplarıyla kıyaslandığında maalesef geride kaldığı gözlemlenebilir. Yine benzer bir kıyaslamayı bilimsel makale sayıları ve sosyal deneylerde de görmek mümkündür. Bunun nedenlerinin incelenmesiyle müfredat ve eğitim tekniği açısından değerlendirmeler yapmak farklı bir uzmanlık gerektirdiğinden bu konuyla ilgili olarak derin analizler yapılmayacaktır. Ancak bel...

CEZA KANUNU 353. MADDE - TANGUY VIEL

KİTAP ADI: CEZA KANUNU 353. MADDE YAZAR: TANGUY VIEL Genel Bakış Adalet, yasalar marifetiyle kazanılan hakların herkes tarafından kullanılmasını sağlayan mekanizma olarak tanımlanmaktadır. Bu şekilde ortaya konulduğunda kavram, dünyanın her yerinde karşılığı olan ve tüm rejimler tarafından gerçekleştirilen faaliyetlere meşruiyet kazandırmanın vazgeçilmez yolu olarak karşımızda durmaktadır. Zira her yönetim/rejim kendisinin adaletli olduğunu iddia etmektedir. Her idare, halkını yönetmek üzere bazı kanunlar çıkararak veya mevcut kanunlarda değişiklikler yaparak yönetim mantalitesini ortaya koymaktadır. Burada nüans teşkil eden husus, hakların kazanılmasını temin eden yasalar bağlamındadır. Şurası gerçektir ki adil olmak, her yönetimin kendisini sıfatlandırmak istediği bir kavramdır. Hitler ve Mussolini de Gandhi ve Mandela da adil bir yönetim sergilediklerini ileri sürmüşlerdir. Siyasi skalanın bu kadar farklı konumlarında bulunan karakterlerin aynı tanımlamaya talip olmaları...

KIŞ ORTASINDA - ISABEL ALLENDE

KİTAP ADI: KIŞ ORTASINDA YAZAR: ISABEL ALLENDE Genel Bakış Devletin kuruluşuyla ilgili olarak düşünürlerin tarih boyunca üzerinde kafa yordukları soru, egemenliğin kaynağı hakkında olmuştur. Egemenlik yetkisinin halktan mı geldiği yoksa ilahi bir yetki devri şeklinde mi olduğu konusundaki bu tartışmada verilen yanıta göre yönetim rejiminin adı belirlenmektedir. Bu konu üzerinde, J.J. Rousseau ve T. Hobbes uzun uzadıya metinler düzmüşler ve yönetimin meşruiyetinin halktan mı tanrıdan mı aldığı üzerinde fikir beyan etmişlerdir. Nihayetinde demokrasi, birçok düşünüre göre sorunlu bir yönetim biçimi olmasına rağmen, siyaset bilimi literatüründe daha iyisi olmadığı için yeğlenmektedir. Demokrasi, çok genel tanımıyla “halkın kendi kendini yönetmesi” şeklinde ifade edilse de modern dönemlerde yönetime katılımı sadece periyodik olarak yapılan seçimlerle değil, “aktif yurttaşlık” kavramıyla sürekli hale getirmiştir. Bireylerin kendi görüş ve önerilerini, yöneticilere yapılandırılmış...

EN HÜZÜNLÜ EYLÜL - OSMAN BALCIGİL

KİTAP ADI: EN HÜZÜNLÜ EYLÜL YAZAR: OSMAN BALCIGİL Genel Bakış İnsanın bilinç ve zihninin şifrelerini çözme adına tarih boyunca yapılan çalışmaların net olarak bir sonuca ulaştığını söylemek zordur. Zira insan davranışlarını nelerin yönle ndirdiği ve motive ettiğiyle ilgili bir takım ipuçları edinilmişse bile genelgeçer kurallardan bahsetmek pek mümkün gözükmemektedir. Her insanın aynı koşullar altında aynı şekilde davranacağını beklemek nasıl hatalı ise insan toplulukları için benzer çıkarımlarda bulunmak da bize kesin sonuçları sunmayacaktır. Sosyal bilimlerin ‘bilim’ olarak tanınmasının doğa bilimlerine göre daha geç gerçekleşmesinin arka planında da bu ‘tekrar edilememezlik’ ve kontrollü ‘deney yapılamazlık’ ilkesi yatmaktadır. Elbette ki bu anlatılanlar, insanların benzer şeylerden korkup benzer şeylerden keyif aldığını inkar etmemektedir. Bilinmeyenden, farklı olandan ve kendisine benzemeyenden alınan negatif duygular maalesef günümüzde bile birçok kişi ve toplumda var...

PEYNİR VE KURTLAR - CARLO GINZBURG

KİTAP ADI: PEYNİR VE KURTLAR YAZAR: CARLO GINZBURG Genel Bakış Eski Mısır ve Roma gibi tarihin kadim imparatorlukları, devlet arşivleri konusunda oldukça titiz davranmışlardır. Arşivler, tarihi olayların nasıl geliştiği ve sonrasıyla ilgili bilgiler vermesi bakımından gelecek kuşaklara aktarılacak değerli hazinelerden bir tanesi olarak telakki edilmiştir. Anlaşma metinleri, devletler arası mektuplaşmalar, devlet içindeki yazışmalar ve yapılan kanunların orijinal metinlerinin yanı sıra tutulan günlükler, şahsi mektuplar, mahkeme kayıtları ve hatta arkeolojik ve görsel diğer materyaller de tarihi belge niteliğindedir. Tarih bilimi, bu belgeler üzerinden yorumlar yaparak geçmişi anlamlandırma çabasıdır. Geçmiş olaylar, yer ve zaman gibi kriterlere göre sınıflandırılarak büyük aktörlere odaklanmak suretiyle incelenmektedir. Yukarıda bahsedilen klasik tarih anlayışının yanı sıra daha küçük topluluklara ve bireylere odaklanarak daha geniş çözümlemeler yapılmasına uğraşan mikro ...

EN ALTTAKİLER - GÜNTER WALLRAFF

KİTAP ADI: EN ALTTAKİLER YAZAR: GÜNTER WALLRAFF Genel Bakış 16 milyon asker ile 45 milyon sivilin hayatına mal olan İkinci Dünya Savaşı, her kıtadan insanın hayatını etkilemiştir. Yerkürenin farklı bölgelerinde cereyan eden bu savaş sonrasında dünyada sistem tekrar kurulmuş ve yeni kurumlar ortaya çıkmıştır. İnsanın kötü doğasının nerelere kadar ulaşabileceğinin ispatı olan bu tarihin en yıkıcı savaşı, bize çok yakın bir coğrafyada vukuu bulmasına rağmen İsmet İnönü’nün kararlı duruşuyla bize sıçramadan atlatılmıştır. Ancak savaş sonrası küresel ekonomik krizler ve bunalımlardan kaçınmak kolay olamamıştır. Öte yandan savaşan ülkeler için altyapı ve insan gücü anlamında daha ciddi sıkıntılar meydana gelmiştir. Savaş sırasında 6 milyon vatandaşını kaybeden Almanya, savaş sonrasındaki yeni ekonomi modeli ile hızlı bir büyüme yakalamış olmasına rağmen 1955’ten itibaren özellikle imalat sanayiinde yabancı misafir işçilere ihtiyaç duymuştur. Türkiye ile 1961 yılında yapılan anlaş...